20101122

Teoman'ın şarkı sözleriyle yaşanan 1 gün...

(Teoman,Eylül aynın bir perşembe akşamı, çalan kapı sesiyle irkilir;)

Ne güzel sürpriz bu böyle 
Hoş geldin...


Yorgun görünüyorsun, biraz uzan istersen...


Çok uzaktan geldiysen, 
Otur, soluklan, dedi... 


(Gelen eski bir arkadaştır, Teoman'ın yalnızlığından bir an için sıyrılmasından bir fırsattır..)


Dilsiz ellerinle sarmala sar beni
Ölmemiş sevgiler arasına koy beni...


(Teoman'ın hayali gerçek olur...)


Mutluydum o uyudu sarıldım sayıklarken 
Tanımadığım o adları yanımda çırılçıplak ...


(Uyandığında yine yalnızlığıyla baş başadır)


Uyandım bakakaldım, hayali bir parmağın
Bıraktığı yazıya, pencere camının buğusuna
Hoşça kal...



(Belki bir özür, belki teşekkür için telefonu eline alır)


Takatim yok, yine de telefona sarıldım...


(Telefon açılır)


Telefonda konuşamam bilirsin, 
Mektupları da ertelerim hep, belki de yazım çirkin diye. 

Kim olacak bundan sonra
Uyandığımda soğuk yatağımda... 

(Yanıt Teoman'ın beklediği gibi değildir, cevap şöyle gelir;)

Neyin bildin ki değerini
Benimkini bileceksin?
Bunu da tabii mahvedeceksin...

(Yalnızlığın adamı Teoman kaderine razı olur.)

Benim de zaten hiç gücüm yok
Yüzüm yok hiç
Umudum yok
Ama bil ki
Farklı bir hayaldi
İşkenceydi bazen
Bazen çok güzeldi
Ama anlıyorum sesinden
Kurtulmuşsun
Sen
Nokta konmuş bitmiş
En güzel hikayem...

(Telefon kapanır ve ertesi gün;)

hayat koyu bir balgam
sert bir pornoydu dün
bir tuzağa kaptırmıştım kendimi
ama eminim
tanrı var bugün
bugün...

(diyerek, umutla kalkar..)

Yağmur yağdı bütün gece
Damlalar penceremde
Bir şey olacağı yok ama
İnsan bekliyor, bekliyor işte.

Tutunuversem çalısına sevginin 
Uçurumlarda 

(diye iç geçirir, üzülür...)

Dünyadaki son gününde
Döndü durdu yatağında
Sıkıldı, kalktı
İlk kez göz attı yalnız kalpler sütununa 
Ama şimdi mektubunu yazazcak
'kimse mesul değil!' deyip imzalayacak
Yazdı kısacık son yazısınız
Attı kendini dışarı sabaha karşı
Son bir kez, şemsiyesiz
Yağmura doysun diye
Başını damlalara kaldırdı
Sırılsıklam oldu, ıslandı
Masasına çöktüğünde
Yine önündeydi gazete
Birden kalbiyle bağlandı
Yazıdan hayal ettiğine
Dalgaları deniz kabuklarından
Dinleyen çocuklar gibi
Bir kalp buldu sayfalarda
Sevdi rumuzunu sevdiği birini 
Onada bir mektup yazdı 
Zarfında adresiyle 
Sonra gitti aynaya baktı 
Cesareti var mı hala diye 


(Yazdığı mektup şöyleydi;)

Pardon sizi birine benzettim geçmiş yıllardan
Yemin ederim azcık içtim, bu halim doğuştan
Şampiyonum sanırken diskalifiye olduğumdan
İşte sevgili bayan, tüm gevezeliğim bundan...

(Aldığı yanıt;)

Galiba kendinizi pek enteresan sanıyorsunuz
Büyümeyen adam sendromu bu, ama yaşlanıyorsunuz
Küstah taklidi yapan erkekler familyasından
Milyarlarca zavallı adam midemi kaldıran
Ya siz hala bıkmadınız mı hiç kendinizden?
Evinden uzak yalnız kovboy triplerinizden?
Hadi gelin uyuyun koynumda eğer çok isterseniz
Ben uyanmadan giderseniz beni memnun edersiniz...

(...ve gururu kırılan Teoman... )

Gözüm kapalı bile giderim ben bu yollarda
Eh bi de yavaş kullanmak ayıp olur içtiğim onca şaraba...

(diyerek sonsuz yolculuğuna adım atar...) 




Not; bu yazıyı yazmış olmamla Teoman'ın 2 gün önce 43'üne girmesinin bir alakası yok.Ciddiyim.

4 yorum:

İnsan olun biraz... dedi ki...

Güzelmiş.

honeybee dedi ki...

teşekkürler..

xoxo dedi ki...

Teoman söylesin ben içeyim.
Hatte belki ağlarımda.
Bilmiyorum.
Teoman söylesinde.

honeybee dedi ki...

bazı yalanlar nasıl olur?..ağlarken iyi gider..teoman olsun da.iç, ağla..boşalt içini!..