20101015

bilmiyorum ne haldeyim,yazıyorum gündüz gece...

Doğru ya bir şeyler yazacaktım.Geçen sene o çok korktuğum değişim evresinden geçtim ve başarısız oldum.Kendim kalamadım.Artık elim kolum tutmuyor.Kalbim, çatlamak ne kelime,paramparça,dayanamıyor.Blogum 1 yaşına gireli 10 gün olmuş.Duygulandım sanki,O kadar oldu mu ya dedim, hüzünlendim.Öyle çoğunuz gibi eski sevgiliye hitaben açmamıştım blogu,yok sevgili görsün bilmemne olsun gibi amaçlarım yoktu.Gerçekten ihtiyacım vardı birilerine.Anlatmaya,yazmaya,yazarak tükenmeye...Öyle hemen hadi blog açayımda oraya yazayım,ne olacak bak bir sürü insan var da diyemedim.Önce baya uzun zaman bekledim,zamanını bekledim.Taşmaya başlayınca tamam zamanıdır artık dedim ve ''kalbim kadar beyaz sayfalara'' olmasa da, benden daha kalıcı bir blog sayfasına dökmeye başladım kendimi.Mutlu oluyordum,çocukluğumun eksik kalan yerlerini tamamlıyordum,boşalıyordum!...
1 seneden bu yana ne değişmiş?
Ben hala yazıyla anlatıyorum derdimi,hala konuşamıyorum.Önceleri mutluluklarımı yazıyordum okuduğumda yine mutlu olayım diye, sonraları bu ölüm arzumun ağır basmasıyla değişti.Blogum bile sıkıldı benden biliyorum.1 senede ne kadar yaşlandırdın beni,lanet olsun sana deyip tükürdü bile...
Özür diledim ama olmadı,hadi kutlayalım doğum gününü dedim istemedi,e o benim yansımam ne de olsa değil mi,biz hediyeleri de saçma yaş günlerini de sevmezdik...Basit problemlerimin can sıkıcılığı arttıkça,iyi oluyorum sanıyordum,ama halim bile yok...En basitinden parmağımı bile hareket ettirmeyi aklımdan geçiriyorum ama hiçbir şey yok.Ama kalem tutmayagörsün, delicesine hareket ediyor,ben bile farkında değilken.Sahi ne iyi bir dost oldun sen bana blog...Bir öpesim geldi,sorma...
Sevgili'm diye bir yağmuru anlattım sana,ondan başka kimsemde yoktu zaten,beni bir dinleyen,ihtiyacım olduğunda tam da zamanında gelen bir o'ydu çünkü.Sonra yağmursuz zamanlarımda sana koştum işte.Gerçek bir sevgilinin sıcaklığı bile senin kadar rahatlatmadı beni.Ne diye eski sevgililer için bir şeyler yapılır sahi?...Ne diye salakça durup durup yazılır?..Bugün elime geçirdiğim bir kitapta şu söz hoşuma gitti bak;''Eski sevdalarını unut artık birtanem,yenilerini en güzel şekilde yaşamak için,yoksa sende eskimiş olacaksın...''Uhuv sarsıcı =)...Ben sana aslında hiçbir şeyi tam anlatamadım,hep yarım kaldım ama sen hep anladın biliyordum.Sen sana söylemesem de geçen yaz,kampta topladığı çiçeklerin hala evde duruyor olduğunu biliyordun,sana söylemesem de yıllar önce,önce başına çarptığım sonra ağladığını görüp dayanamayarak aldığım kırmızı güllerin hala durduğunu biliyorsun.Hiçbiri önemli değilde,çiçeklere kıyamam ben.En çok papatyalara... Sana söylemesem de, o elimde kalan kitapların canımı hemde nasıl yaktığını biliyorsun.Kaçıyorum saklanıyorum kitaplardan,o üslupla yazılmış her kitaptan.Korkmuyorum ama kırılıyorum.Birde seni seviyorum be blog,kocaman öpüyorum hatta.Benimle kal...''Denizler'' gibi,ufuklardan kaybolmayalım...Konuşalım,susmayalım...

Hiç yorum yok: