20100917

the test







Damien'ı terk ettim dedim, iyi olduğumu düşünüp SUS  diye,
ama edemem ki, biliyordun sende zaten, edemem işte, düşünce ötesinde bir şey bu.Terk edemem onu!
Artık ne olduğumu düşünmediğimi de söyledim, ne sandın ha, gerçekten düşünmekten sakladığımı mı kendimi?...Yapamazdım biliyordun değil mi?...Biliyordun tabi.

Ama sen blog, sen beni dinlemekten öteye geçip, ''ben''i çalmaya çalışıyorsun.
Neden blog, söylediklerim çokta değersizdi.

Kan kokusu sevmiyorum blog, demir gibi, bu kokuyu duymayı istemiyorum!

Alerjik birşey geçiriyorum bunu söylemedim tabi sana, daha da çirkin görünmek istemedim belki .Asil duruşum aynada,ama hep yalan...
Kaşıdığın yeri yüzdün mü sende hiç farkında olmadan?...Ama öyle bir kaygın yok değil mi, ne güzel blog, ne güzel...Bir bedene hapis kalmaman ne güzel!

Beşir Fuat'tan bahsetmediğimi hatırlattığın için teşekkür ederim ayrıca, ölümüne imreniyorum deyince kızdın mı blog?...Kızma, onun intiharı benim hep içimde duran bir istekti zaten.Son damlasına kadar yazmak!!...Bu benim hayalim..Bu..Son kelimemde, son damlam akıp gitsin...Son sözlerimle,  ruhum kelimenin ötesindeki özgürlüğün alemine uçsun.
Beşir Fuat bin sekiz yüzlerde yaşadı, ölüme olan isteğiyle bu zamana dek de, bu dünyaya kalan ismi yaşadı.Ölümün şiirini yazmak için, fen'e de ilgisi olan Beşir Fuat,bileklerini kesti, bileklerindeki kesik atardamarına klorit kokain şırınga ederek intihar etti. ölürken izlenimlerini kanıyla bir kağıda yazıyordu: 
"ameliyatımı icra ettim. hiçbir ağrı duymadım. kan aktıkça biraz sızlıyor. kanım akarken baldızım aşağıya indi. yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geri savdım. bereket versin içeri girmedi. bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. baygınlık gelmeye başladı.

Uyuşturucunun etkisi geçince bağırmaya başlamış, acıdan...Giysileri, odası, her yer kan...Daha çok kanasın diye kolunun hareket ettirmeye de çekinmemiş.

Vücudunu kadavra olarak kullanılmak üzere bağışlamış, fakat isteğini yerine getirmemişler.

Böyle bir ölüme imrenmekte,kusurlu muyum?...Vucüdunun toprak altından harcanmaktansa, işe yaraması içn bağışlamak müthiş fikir...Neden isteklerin yerine getirilmesine bir burnunu sokan olur bilmem.

Bana da karşı geldiklerinde,sen de onlara karşı çık blog.Benim işime yaramayan bu beden,bu organlar, yaşama isteği olan birinin olsun.Benden şikayetçi olan bu beden de mutlu olsun.


Ayrıca 'deli' olduğumu hatırlatan herkese selam ederim buradan, çok öpüyorum sizi.
(Kusma isteğim daha ağır bassa da)

Hadi bunu dinleyelim, izleyip,düşünelim.
Etkisindeyim...Birkaç zaman daha kalacağım gibi.




3 yorum:

Profösör dedi ki...

Her nefis ölümü tadacaktır. Bu insan için en büyük ibretliktir.

Demet dedi ki...

klibimi çaldın haaa!! vay hırsız! nasıl affettireceksin kendini! ahahha!

honeybee dedi ki...

>''ölüm güzel şey budur perde ardından haber...''

>ah, bebeyim...bağımlılık işte...engel olamadım.sürekli izlemek istiyorum!