20100809

 duymak istediklerimi yazamıyorum.insanların gözlerinde yaşama dair farklı bir ışık göremiyorum bile,böyleyken,hiçbir şeye gücüm olduğunu düşünmüyorum.şimdi susup, her şeyi izlemeye karar verdiğimde bile...gözlerimi açık tutacak bir neden yok...belki biri, o iyi olduğumu düşünerek tutunduğunda bana,yalnızca onun için aralayabilirim gözlerimi.o tüm yalnızlığının içinde okyanus gibi bir kalbe sahipti.çoğu kere hırçın olurdu ama hep en büyüğüydü yersiz suların.ve şimdi benim, tırnaklarımı kesmeye bile gücüm yok, düşünmeye bile ve hatta yemeye,içmeye,sevmeye,dokunmaya,konuşmaya,susmaya bile hiç gücüm yok.durduğum yerde gözlerim kapalı sayıyorum,1,2,3,4,5,....23. takılıp durduğumda başka bir yerdeyim,olduğumdan çok daha başka...harflerin hep küçük kalmaya zorlandığı acımasız bir evrende...daha çok acı ve daha çok karanlık...Karanlık,yükseklik, bir kaç kalp çarpıntısı ve susuzlukla gelen uykusuzluk...o geldiğinde bazen,sadece o, bir süreliğine olsun karanlık gecelerin en koyusunda bile çok yüksek bir yerde atlayabilirim.Uykularımı yorucu kılan düşüşlerimden daha gerçek, bu yüzden onu seviyor olabilirim.Belki, hiç bedenini tanımıyor olsam da, bu kadar gerçek geldiğindendir ruhu, onu sevişim.Aklımda cızırdayan kelimeler,karanlık,elektrik kesiliyor gibi sanki.karartı ve bulantı...ayıldığımda bomboşum.seslerini dinliyorum insanların ve yürüyorum yerin yüzüne basa basa, utanmazlığın aşırı noktası.Annemi benimle ilgilenirken hiç hatırlamıyorum.benim ne yaptığım onu pek ilgilendirmezdi, ya da zaten yaptığım şeylerden hiç hoşlanmamıştı.kitap okumama,okduğum kitaplara kızardı.ne gerek var ki? öyle ya, ne gerek var ki, aklı o kadar sınırlı bir insan için, büyümeye ne gerek var ki?Ama ona karşın, devam ettim her şeye...onun olmayışı umrumda değildi artık...her şey benimleydi,onunla değil...uykunun ardındaki evren,orayı yalnız ben biliyordum.ruhundaki ikizin parçalanması,bunu ben tattım.öyleyse o önemli bile değildi aslında.Kısaca,ben vardım.ben yoktum!ve bile bile acıyı seçtim, kanatmayı göğsümü, dahası parçalamayı.ruhumun her isyanında kalbimi çatlatıp kanımı sürdüm sayfalara...böyle böyle acıyla iyileştim.kimse bir şey diyemez,kimse,aslında hiç var olmamış,yansıma bir hayat süren, hiç kimse...basitçe,düşünmeyi seçmiş olsalardı,onlarda,anlamaya yaklaşıyor olsaydı ölümün tadını,daha mı iyi olurdu? hayır belki de böyle iyi.benden başka birilerinin de olması ağır gelirdi dünyaya.böyle olduğum yerde,yalnız başıma,ölümümü bekleyeceğim.birilerini tanıyıp,isminin ağırlığında yorulacağım hiç kimse almayacağım hayatıma.yalnız ve özgür olacağım.

Hiç yorum yok: