20100530




Ay ay şunların güzelliğine de bakın...
Benim eserim değil tabi bu fotoğraf ama olsun isterdim hani =)...
Cumartesi günü bir dolu vardı kucağımda,yürüdüğüm yolun iki yanında da...
En sevdiğim çiçek,yeryüzündeki en güzel çiçek bu olmalı...Canım papatyalar...

Tazeliği andırıyorlar, ayrıca sadeliği...evet en sevdiğim çiçek bu benim...Benim gibi biraz,ya da ben o gibi olmaya çalışıyorum bilmiyorum,ama benden bir şeyler var onda...

Siyah benekler,kırmızı çarpıcı bir görüntü...
Çok muhteşem! Ne de güzel yaratılmışlar...Çok itinalı,ben bunu çizemem bile...En son parmağımın ucundan uçtuktan sonra zavallıcığın boynuna yük edilen uğur getirme olayının aksine olumsuz olaylar zincirini yaşamıştım...Ama olsun...Onu gördüğüm anda ki mutluluğumu ve 32 diş sırıtışımı anlatamam, ilginç bir heyecan ve mutluluk izlemişti beni de, ben onu izlerken...

Havaların ısınması bir şeylerin değişmiş olması artık çok güzel...Tüm bu harikulade şeylerin ardından benim yazamamam ve bu türlü saçmalamamın mantığı nedir bilmiyorum...Orada bir yerlerde benimle ilgili yanlış kararlar veriliyor bence...Sınav haftasıdır diyor önemsemiyorum şimdilik,hatta hiçbir şeye dokunasım yok...Sherlock Holmes'ta hoş hani...Başladığımla bittiği bir oluyor kitabın...Ama güzel...Tm bölümü okuyacağım diyorum ya, kuşkuların var hala...Hani son anda ya cayarsam şimdiki düşüncelerimden? Sevdiğim meslekler sosyal bölümün ucunda...Aklım karışık...Yok yok bunlar benim kuruntum, tm olmalı alanım...Sonra psikoloji...
Ya gazetecilik hayallerim,ya reklamcılık hatta arkeoloji...Aman allahım...Sus demeliyim içimdeki sese...Evet bir kararın sonuna yaklaşırken hep böyle ikilemler...Ama biliyorum ki şu an ilerlediğim alan benim için en iyisi olacak...Sustum artık tamam nokta.

20100522



''Hala yazıyor musun'' dedi.


Çok mutlu oldum...Böyleyken,daha çok yazasım var,hala yazılacak bir şeyler var dedim kendime...Korkum söndü gitti,hatta yazılacak çok şey var...Bense, yapabilirim bunu evet! Önce onu yazacağım tabi..Yazılanların en güzeli olacak hemde...Dudağının ucundaki kıvrıma özendim...Gülümsüyorum bende...=)







20100516

Ölmek ve ölmek

Rüyamda şimdiye dek okuduğum tüm kitapların kaydı tutulmuş ve onlarda yeni bir kitap haline getirilmiş bana sunuluyordu.Çok şaşkındım doğrusu,epeyce şaşkın.


Kapağı kaldırdım,ilk sayfaya baktım,adım soyadım, ne tür kitaplar okuduğuma dair tanıtım gibi bir şey vardı.Sonra ilk okuduğum kitap ardından,diğerleri...Hepsine birer birer baktım,aşırı şaşkındım.En baştan okudum.İlk yazdığım yazı, ardından gelen saklı şiirlerim...'Ama' dedim, 'ben bunların hepsini saklamış ve yok etmiştim.Nasıl buldunuz bunları?' Öylece bakıyordum, sanki beynimi almışlar bir başka beyin koymuşlardı yerine, anlamakta çok zorluk çekiyordum.Ruhumu, bedenimi hissediyordum ama sanki bana dair bir şeylerde ç/alınmıştı orada.Uykumda her zaman benden bir şeyler ç/alıyorlar.Korkuyordum ama asla belli etmiyordum.Kitabı bana niye verdiklerini düşündüm, beynim niye benim olmadığını hissettiriyordu bana?Belki bir mesaj vardır bu rüyada.Yoksa aslında okuduğum hiçbir kitap benim anladığımı söylemiyor muydu,beynim gerçek doğruyu reddedip,istediğini mi naklediyordu? Yüzlerini gördüğüm şahısları tanımıyorum,hatırlamıyorum da şuan...Biraz daha zorlamalıyım kendimi.İlk okuduğum kitap,ilk benimsediğim kitap...Hayal meyal hatırlıyorum ilk okuduğum hikaye, kral çıplak...Ama hayır yok işte bir şey yok yok yok!


Bu rüyayı niye görme gereği duydum?
Çok mübalağa ediyor olabilirim.Belki aslında sadece o günü tamamen kitap okumaya adadığım içindir.Aklım, yalnızca birkaç kitap okuduğum için karışmıştır.Ben kitapların laneti diyorum buna...Birini bitirmeden diğerinde gözüm kalıyor,ona da göz atınca bırakamıyor,hepsini aynı anda okumaya çalışınca da aklıma eziyet ediyor kitaplar...Kitaplar çok kıskanç...Şu an önümde 5 kitap duruyor...Birinin yarısından fazlası okunmuş,azat edilmek üzereyim onun tarafından...Biri henüz ilk sayfalarda, nasıl acı çektiriyor anlatamam.Biri gayet sevecen,okusan beni bitecek her şey diyor...Biri bitti bitecek...Biri ki ona asla bir şey diyemem,o masum olan, o güzel, o hatta bana en iyi davranan...
Büyük ihtimalle bu yüzdendir.Akıl karmaşasından kurtulacağım bir gün olur mu acaba benimde?...
Aslında ne yalan söyleyeyim, bu karmaşalar daha iyi hissettiriyor kendimi,bittikten sonra...Yoruluyorum ama yorulduğuma değiyor.




Rüyalarım çok gerçek...Bazen böyle olmasını çokta seviyorum,evet her şey çözülüyor dediğim sırada uyanıyorum,uyuyorum mu demeliydi?Tüm gerçek rüyalarımda, şurada gerçek sandığım, saydığım her şeyde eksiklik var...Bu rüyam ise öyle gerçekti ki, sanki okuma hayatım baştan sona gösterilmiş gibi...Bazen içindeki kuruntular yüzünde susmayıp,bir çocuk saflığında Kral Çıplak diye bağırmanın çok daha iyi olabileceğini tekrarladım rüyamda...Rüyamda tüm doğrularım geri verildi,bir şekilde kaybettiğim...




Bütün bunlar bitince Sherlock Holmes okumayı istiyorum, böyle çok istiyorum ilginç...Gizemli şeyler hep hoşuma gitmiştir...Ama içimde asla bitmeyen o gizem,tabi ki Mısır,bir gün gideceğim lan oraya...Mısır hakkında çok okudum,çok araştırma yaptım ama dinmedi içimdeki bu şey...Görmem gerek...Gerçekten gizemli olan şeyleri çok sevdim,seveceğim de sanırım hep...Sonra işte, Allah kerim...Bu söz hakkında da bir şey okudum Osmanlıda böyle mekanlar varmış,ihtiyaç sahiplerinin karşılıksız olarak ihtiyaçları karşılanırmış.İşte bu yüzden oraya Allah Kerim Mekanları denirmiş.Güzel ama değil mi?Zamanımı değiştirecek olabilseydim,hiç kuşkusuz o zamanda doğmayı isterdim...


Nasıl geldim buraya? 
Aman Allahım çenem düştü...İşte kendi yüreğine mülteci bir yaşamdan bu kadar...


Okurumun gözüne,yüreğine sağlık....

20100510

Geçen sene bu zamanlarda,her şey daha güzeldi sanki..Son zamanlarda eskileri ne çok özlüyorum...Bir kaç yıl öncesi,her şeye rağmen,çok güzeldi...


Babasız bir kızken ben yanımda varlığım hissettiğim koca bir ağaç misali bir adam vardı...Canım öğretmenimdi o...Kimseye diyemezdim bir şey,küçük bir kızdım,sesimi ise hiç çıkarmazdım..Kimse görmezdi,görse bile deşmek istemezlerdi belki içimdekini...O çıkarırdı dışarıya içimdekileri...
''Babam gelmedi öğretmenim'' diyerek ağladığımda hep beni rahatlatacak bir şeyler söylerdi,unutturmaya çalışırdı içinde olduğum saçma durumu...Babam ve annem beni ezip dağıttıklarında,arada gezen oynardım ben,küçük bir kızdım'',annemle babamın arasında gezerdim''...Babam beni görmeye gelemezdi de öğretmenime sarılırdım ben sımsıkı...Ağlamak serbestti onun yanında...Akrabalarımın saçma tavsiyelerinden kurtulduğum tek rahat kucaktı...Küçük bir kızdım ben ve  beni anlayan tek bir adam vardı.Canım öğretmenim...


''Canım öğretmenim,aslında hiç bir şey bıraktığın gibi değil...Bizi aradığında söylediğimiz gibi değil hiçbir şey..Aslında hiç iyi değiliz..Senin dediğin gibi yapamadım..Hiç iyi bir yerde değilim,beni görmek istediğin yerlerde değilim...Hakkını veremedim,..Sen hep iyi oldun da,ben hiç o zaman ki Hanife olamadım...Çok daha fazla kırıldım öğretmenim...Seni çok özledim...Şimdi sende yoksun...Sıkıntılarım içimde olduğu gibi büyüyor,konuşamıyorum kimseyle...Sarılıp ağlayabileceğim kimse yok...Hiçbir şey göründüğü gibi değil hiç olmadı...O zamanlar babam bana gelmedi diye ağlarken, şimdilerde yanımda varlar gibi görünse de göremiyorum işte,duyamıyorum bile...Şimdi fark ettim,içini çeke çeke ağlamak,küçük bir kız gibi,aslında çok güzel...Bana güvendiğiniz,güç verdiğiniz kadar yokum şimdilerde...Aslında o zamanlar daha güçlüymüşüm ben,yanımda olmasa da olduğunu farz ederken....Hayatıma sağlam bir zemin atan,beni iyileştiren o mükemmel insandın sen,canım öğretmenim..''


''Hayatımı düzelten,fark etmese de güçlü olduğumu hissettiren güzel insan,canım doktorum....Sanki o koltukta canımın acıması,mecazi acılarımdan kurtulmam için bir bedeldi...Aslında fark etmesen de küçük sözlerinle,sen de güç verdin bana...Küçük bir fidansam,yavaşça suladın beni...Kök saldım daha güçlü,sayende...İyi olmanın verdiği bir güzellik bu,  senin yanında iyi hissediyor oluşum...Gülümsememi armağan ettin bana tekrar,gülümsememi güzel kılan dişlerimle,asıl sebeplerini,iyi anıları...Ağlamaya sebep arıyor oluşlarım da,canım acımasa da ağladığım zamanlar da iyileştirdin beni...Teşekkür ederim..''


Şimdi hani ne istersem oluyor ya,hadi gelin ne olur....Öyle çok özledim ki sizi...Yok oluşlarımda kendime geldiğim sizi öyle çok özledim ki...Çok ağrıtmam başınızı...Bir sıcak muhabbet bile yeter,beni dinliyor görünüşünüz bile yeter...Hadi gelin ne olur...İyi yaşanılacak bir şeyler hala varmış gibi inandırın beni...


Acınası bir haldeyim....Ama kimseye anlatamam ki,beni inandırın yine bir şeylere..Siz bilirsiniz,siz anlarsınız bunu...Şimdiye dek bir tek siz yaptınız,alıştırdınız iyi oluşunuza...Hadi gelin şimdi olur mu...Gelin lütfen...



20100505

Yarı uykulu bir halde giyinip sabahları, çıkıp dışarı sessizce gitmek alışılmış hale gelmişti.Bugün farklı bir gündü,bu gün güzel...Bugün ben geçerken sokağımdan,güvercinler üzerimde halka halka dans ettiler,benimle beraber kanat kanat ardımca geldiler...Bugün güzel bir gündü,farklıydı bir kere...
Her sabah sessiz sakin çıkıp giderdim sokaktan,benim sokağım değildi o zaman, benim sokağıma hiç benzemiyordu...Ben usul usul çıkar giderdim de, hiç ses çıkarmazdı o sokak buna...Ben yüzümü düşürür giderdim de,hiç mi hiç sormazdı bir kere bile...Çok az değdi gözleri gözlerime...çok az duydum sesini ve çok az dinledi sanki beni...Elimde çantam,elimde bavulum çok çıktım o sokaktan, bir kere bile dur nereye demedi...Bir kere bile...Bir defa demiş olsaydı,böyle yurtsuz olmazdım bende..Yalnız bir defacık duymuş olsaydım nereye dediğini,böyle sahipsiz hissetmezdim kendimi...Bu benim suçum muydu,sokak niye böyle sessizdi,niye hiç bir çocuk sesi yoktu adımlarında sokağın,niye böyle sevilmemeye uğraşırdı aksi bir ihtiyar gibi...Ben duymaya çalıştım,üzüldüm haline dedim...Durup o ağacın önünde konuştum kendimce...
O günden sonra,bugün,sesini değilde rengini gördüm sokağın...Beyaz güvercinlerin kanat kanat dolandığını gördüm...Ardımca geldiler...Neş'e ile ben kanatları altından yürüdüm..Gülümsedim sabaha,böylesine içten ilk defa,böyle mutlu ve umutlu...Dönmeyi bekleyerek gittim ilk defa..İlk defa daha gitmeden dönmeyi özleyerek gittim...


Bu sabah nasılsa tüm sabahlarım böyle olsun istedim sonra...Tüm gün bu büyünün etkisinde,her zaman fikrimi çalıp giden düşlerimden biri mi, yoksa benden daha gerçek bir masal mı bu diye, uzun uzun düşündüm,düşündüm  de tam düşlerimde uçup giderken,ani düşüşlerimi yaşadım...Tam,tam da o ana gitmişken ,tekrar yaşıyorken,öğretmenin seslenmesiyle,düştüm uçtuğum hayallerimden..Eve dönerken,sokağıma,güvercinler yoktular,astım yüzümü yine,baktım ardımdan geldiler biraz sonra..Güldüm yine...İçimde ne kadar iyi duygu varsa sardı dört yanımı...Şimdi sabahın olmasını bekliyorum...Güvercinlerimi görmeyi bekliyorum...Güvercinlerimin dansını,ayakta alkışlamak,mutlulukla gülerek,alkışlamak için...