Dışarısının sıcaklığına karşın odamın adeta soğutucu kimliğine bürünmesine şaşıyorum. (bu parmaklar buza çalarken yazılmış bir yazı olacaktır.)Bi kaç zamandır hayatın tadı denilen şey yok sanki, varsa da ben tat alma yetimi kaybetmiş falan olmalıyım.Okula gitmemek için bahaneler uyduruşum kadar, okula giderken ayaklarımın geri geri gitmesi takdire şayan bir şey.
Benim derdim aslında kimsenin içten olmayışı, bir merhabayı bile esirgemeleri veya sıcakkanlı olmayışım olabilir.Emin değilim.Fakat mesela, Keyif'in defterine yazarken mutluydum,benimle birlikte derbeder bi hayat süren telefonum düzelince de mutlu olmuştum.Geçmiş zamanlar...Ne de çabuk geçiyor zaman, ben hala vaktin geçmediğine dert yanarken...
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder