20120106

nobodylovesme

Merhaba baylar bayanlar ve diğerleri...(google'da böyle bir seçenek var bilen bilir.)Dişim feci ağrıyor, gösterdiğim "pekbilirler" tarafından konulan tanı 20'lik diş vak'ası...Öyleyse; merhaba sana da saçma sapan bir anda etini yırtmaya zorlayan diş.Yüzümün yarısını kullanamamam dışında bir zorluk yaratmadın ne de olsa bana, nefret etmemeliyim senden değil mi?Yarına hazırlanmalıydım oysa, mühim bir gün çünkü, fakat ben acı çekiyor ve kendimi blogla dertleşirken buluyorum.Ah hayat ne garip!2. eklemek istediğim gariplik ise, bir muhterem tarafından da "balatayı sıyırmak" deyimine özne olarak uygun görüldüm.2 yıla kalmazmış öyle diyor peh peh...Bir dakika, konu dişimdi. Evet dişim yarına engel olmamalı mesela, Ne yapmalıyım onu da bilmiyorum fakat kesinlikle ilaç almak istemiyorum.İğreniyorum nedense.Neyse, gidip acı çekmeliyim biraz daha, buralardan giderken bunu da sıkıştırayım buraya;

Sour Times by Portishead on Grooveshark

20120104

İnşallah demeyen paranoyaktır.

20120101

Dikkat!..Bu sıradan bir günün kaydıdır.

Blog camiasında öğrendiğim bir şey varsa o da sonuna kadar küstah olman gerektiğidir.En azından karşılaştığım durumlar bunu gösteriyor.Ve de ben buna alışmış durumdayım işte.Hatta iyiden iyiye bu şekle bürünmüş durumdayım.Son zamanlarda elimde olmadan veya düşünmüyor  olduğumdan ters cevaplar veriyorum muhatap olmak isteyenlerime...Bazen cevap bile vermek gelmiyor içimden,öyle yapıyorum.Bazen o denli yoğun düşüncelere dalıyorum ki, konuşmak isteyenlerden tiksiniyorum.Artık yazamıyorum mesela.Sesler beynimden çıkmamaya yeminli adeta...Doğruları söyleyeyim direkt olarak;Çevremdeki benimle aynı havayı soluyacak kimse istemiyorum.Konuşmak istemiyorum.Sessizlik istiyorum.Bu zamanlar zor biraz tabii, fakat hiç gerçek bir arkadaşım yok.Ailem dediğim şey, benden milyonlarca ışık yılı uzakta gibi...Her şeyin bu kadar sanal duruşundan korkmaya başladım.Mesela ben bir telefona aşığım, o ahizenin sesine.Rüya olmadığını nereden bileyim?Ben duvarın arkasından sesle yaşıyorum.Buna çoğunlukla peki anne diye cevap veriyorum.Öyle soğumuşum ki, hemde her şeyden...Öyle soyut, öyle sanal kalmış ki bana bunların tamamı, sanki...
Kendinize gelin!...Ben hala buyum.Ben hala bir gün doktorunun gelip, nereye gitmek istiyorsun, mükemmel bir yer olmalı deyip tardis'in kapısını aralayıp götürmesini bekleyen kızım işte.Değişmeyi düşünmüyorum da.Böyle işte.


Ayrıca ailemize yeni katılmış bu temizlik aracına da "dalek" ismi verdim.Ne kadar çok benziyor değil mi?