20101215

Odtü insanları, Aşk olsun size!...

20101214

.



Yer:sınıf.
Zaman:Coğrafya dersi.
Konu:Nufüs

Coğrafya hocası;

Bakınız gençler,dünyanın sonunu insanlar getirecek.Artık insanlar çocuk sahibi olmak istemiyor ve bu sebeple artık bir artış omayacak, insan nesli silinecek!



Yer: Odam
Zaman: Herhangi bir zaman
Konu: Gelecek


Sevgili endişelidir;
Artık insanlar çocuk sahibi olmuyor ve böylece dünyanın sonu yaklaşıyor.


Yer:...
Zaman:...
Konu:...

Ülke başbakanıda endişeli.
Üç çocuk şart!

Peki, anlıyorum sırf sizin için yapabildiğim kadar yapacağım.(!)...

Canım sıkılıyor, belli oluyor mu?


Coğrafya hocası hep bana komşu kızı der.Amaçsız.
Neyse.


Baya sıkılıyorum yahu.
Özlemişim birde.


Birde neyse...=)

20101210

Her şeyin bu kadar güzel olmasından korkuyorum.Çok mutluyum.

20101207

Sınav öncesi olağanüstü hal ilanı



Ne zaman akıllanırım merak ediyorum.Ama bu lütfen üniversite sınavında olmasın.
Şimdi sıkılmayı sevmeyen bir insanım, sıkılırsam tamamen bırakır, basar giderim...Her şey için böyle bu.Kendimce yeterli olduğunu düşündüğüm bir biçimde çalışma stilim var.Akşam okul dönüşü dinlen, saat 7 dedi mi 40 dakika tekrar yap,mola ver =)...Gel geri yarına hazırlan, böyle çok bilgin hissedince kendini kes ve soru çöz için aldığı kadar...Ben memnunum tabi halimden..
Sınava girmeden önce kopya avcısı sınıf insanlarına ya ben yine çalışmadım deyip sınavda en yüksek notu almaktır benim işim...Tabi bu son zamanlarda değişti, şu benim değişmez 4 sevilesi dersten gerisinde 2. yada 3. sıralara düşebiliyorum.Nedeeen, çünkü mükemmel değilim.Olmakta istemiyorum.Kimsenin üzerimde çene çalmalarını istemiyorum.Adımın tek bir ağızdan daha duyulmasını istemiyorum.Geçen sene sırf bunun için koca bir sene zoruma gitse de rol yapmıştım ben.Neyse konuya dönelim.Olağanüstü hal ilan edilen sınav öncesi akşamlar birilerinin dediğine göre yarardan çok zarar getirirmiş.Tabi deneme sınavı olacağını bildiği halde psikoloji öğretmeninin gözüne girme çabalarından ötürü deneme sınavına çalışmayı boşlamış standart bir öğrenci olarak bende şunları yapıyorum.



  • 600 senelik Osmanlı Tarihini 60 dakikada hatim etmek...
  • ikinci dereceden 2 bilinmeyenli denklemleri 2 saatte öğrenmek...
  • Dağı-taşı-nüfusu bir solukta gezip,öğrenmek...
  • Cümlenin öğelerini,sözcük yapılarını,paragrafların gizli anlamlarını ifşa etmek...
  • Üçgenlerin açılarını o koca sonsuzlukta yutmak...
Neyse, 2 saatlik bir şey...Sonra gelip eve uyuyacağım.Yapacak başka hiçbir şeyim olmadığından sınav biter bitmez eve geleceğim birde...Zamanlama konusunda asla şaşmam...Hep istediğim an istediğim olur.Kaygılanmam için bir sebep yok...

Fakat bugün edebiyat öğrenmeni ile aramda şöyle bir konuşma geçti;

-Yahu benim kızı napsam da boyunu uzatsam?
+(ben bu sırada defterleri yazıyor,imza alıyorum)kızınız mı?
-Tabi ya kızım, ne zaman büyüyeceksin sen?
+Ben mi, ya bakın babacığım benim bir sorunum yok sahiden.
-Öyle mi, haklısın, küçük insanlar zeki olurlar...
+(sırıtış)
-Sahi ben derslerine girmiyorum senin, edebiyatına da mı x giriyor?
+Hıı evet,kızacaksınız bunu söylediğime ama geçen seneyi özlüyorum...
-Karışma bir şeye, karışma!...İyidir aran senin onunla da...
+İyi işte, iyi...
-Doğru eve git, sokaklarda dolanma hemen!...
+Peki babacım, bakın hiçbir şeye karışmıyorum, sahiden ne de olsa sizin kızınızım ben.=)...(büyük boy sırıtış)
Bunu derken seneye onunda gideceğini biliyor olmamda tuhaf bir etkiydi tabi.

Mutlu muyum ben?

Sevgi beni temsil eden taşı bir çöplüğün içine attığında bile sırıttığıma göre mutluyum evet.Sonuçta Seher tuvalete atılmıştı.(bkz.Kötünün kötüsü)

Telefonuma gelen mesaj; sınava çalışıyor musun?
Cevap vermem, çünkü çalışıyordum.Sonradan görmüş olduğum meseja cevap vermek genellikle beraberinde, mesaj atan arkadaşın eski sevgilisiyle gizli anılarını, yeni bir sevgili edinmişse onun alışkanlıklarını anlatan saçma kısa mesajlar getirir...Birde anlamadığım halde dizileri anlatan arkadaşlar var, izlemiyorum ki neyini anlatıyorsun.Çok eziliyorum bu konuda boşta olsa sohbet ediyorlar insanlar ben izliyorum öyle.

Sıkılıyorum aslında bu zamanın insanı olmak istemiyorum.60larda doğabilirdim, güzel olurdu.Bir dakika Türkiye'de değil tabi ki.Belki de, neden olmasın...Heyecanlı olurdu.Ya da çok çok öncesinde doğabilirim, Rönesans döneminin çılgın denizcilerinden birinin eşi olabilirim.Belkide bir şeyler keşfetmeliyim...
Fakat bu zamanda olmak istemiyorum.İstemiyorum....
Şu doktor bana da rastlasa ya, atla Tardis'e gidelim uzaya dese,giderim ben onunla,hiç sorun olmaz hiç...=)...

20101204

H'a.

Merhaba.
Şuan annem içerde Merlin'i izliyor, yanına gidip onunla (98765235. kez) izlemem için ısrar ediyor.İzlemeye bile üşenmem dışında sarışın çocuğa bayılmak konusunda hemfikiriz annemle.Müziğin sesini kıs diye bağırmayı ihmal de etmiyor tabii.Yarım saat öncesinde mutfakta başka biriyle çalışmaktan nefret ettiğimi biliyor olduğu halde ona yardım etmem için çağırdı.Gitti ettim.Önce müzik açarım ama dedim aman senin dinlediklerin müzik mi dedi...O dinlediklerin eskiden siyah beyaz filmlerde çalıyorlardı dedi.Abartsana biraz daha nolur dediğimde, iyi hadi git bayıldığın beatles'ından bir şey açta dinleyelim dedi.
Daha öncesine gidelim, dün...
Dün odamda kitap okuyordum,kapıyı çalmadan odama girdi,sesimi çıkarmadım devam ettim okumaya, nasıl okuyorsun onu,hiç mi üzülmüyorsun,nasıl dayanıyorsun,nasıl kalbin var senin dedi.Ciddiyim dedi bunu.


Of Allahım, o kadar alışmıştım ben evde yalnız yaşamaya...Ne şimdi bu ha?...Ne!...
Eğer evde kalmaya devam ederse ki, kalacak, kötü olacağım gibi.Hatta belki çıldırırım bile.
Arkadaşlarından neden ayrıldın diye de sordu, öyle gerekiyordu dedim,görüşebileceğin hiç arkadaşın yok yani şimdi öyle mi sorusuna ne cevap vermemi bekliyordu bilmiyorum ama ne zaman gideyim doktora dedim.Gitme artık,öylesine güldüğünü çok belli ediyorsun dedi.Kaç yaşında olduğunu annen olduğum halde anlayamıyorum da dedi.Dedi,dedi,dedi, hep bir şeyler der...


Hayalperest'im evet ama sanal hayatın içinde kaybolmuş değilim.Korkmaya gerek yok...
Annem anlamış üstelik, hayalin ucundaki sevgiliye ulaşmaya çalıştığımı...Yok bir şey yok...Yok...


Yine de, gerçekleştirene dek hayal etmeye devam edeceğim,bu bir yaşam felsefesi de diyebiliriz,benim felsefem =)...

20101203

...



...


Bazen insanlar kendiliğinden düşünmezler beni.
İlla hatırlatmam lazım hayatta olduğumu ki eminim ölmüş olmamı dilediklerine.


Bazen telefon meşgul çalar, nefret ederim.


Bazen telefon saatlerce çalar ama açılmaz.


Bazen bariz yalan söylerler, susarım.


Bazen ölesiye yalan söylerler bıkarım.


Bazen giderler öylece bakarım.


Bazen çevremdeki -bana yakın- insanları tanıyamam.


Bazen daha yüzünü bile görmediğim insanlara nefret duyarım, bazen öldürmek bile isterim.


Bunlar önemsiz şeyler ama önemsiz sahiden...


Benim gibi,kendim gibi...




20101202







Ben birileri benden güçlü olmamı bekliyor diye bu kadar çok kasıldım.Ben başarısız olamam mesela, ben yanlış yapamam.Ben hep doğruyu bilirim hatta ben mükemmelim.(!)
Sıkılıyorum.Elimdeki her umudu bir balonun ucuna bağlayıp bırakıyorum...
Yanlış diye düşündüğünüz şeyleri yapmaktan bu yüzden zevk duyuyorum belki de böyle...Fakat onlar sizin yanlışlarınız benim değil.Varlığıma kendim bile inanamıyorum bazen, gerçek miyim?


Sanki masalmışız gibi, 
sanki yoksun gibi...


Onlar bilmez...



20101201

x=4


Hayatımı büyük bir değişime uğratacağını düşündüğüm 4 rakamı beni kuşatmış durumda...


Doğum tarihimdeki rakamları toplarsam; 
x+x+x+x=24 eder.


Vatandaşlık numaramın son rakamı 4'tür.


Telefon numaram xxx4xx4x4x4 şeklinde...Diğer bir açıdan bakarsan, 4 tane 4 var ;)


Blog koduna bakarsak 1646533538425668494 burada da 4 tane 4 mevcut.


Okula başladığım tarih yani xx+x+xxxx=>1+3=4 rakamını verir...
Şuan ki okul numaram 444...


Hayal meyal hatırladığım ve annemin anlattıklarıyla 4. yaşımın en sorunsuz yaş olduğunu düşünüyorum.Hala İzmir'deydim bir kere =)..


İzmir'de dolu dolu yaşadığım, (geliş-gidişler olmaksızın) süre yalnızca 4 sene kadardı.


Okul başarımın en güzel olduğu sınıf 4.sınıftı.


Bir yoncanın şans getirebilmesi için 4 yaprağı olmalıdır.


Ben aşırı şanslıyım ama bunun 4 rakamıyla bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum.


Mesela şuan -4.44 krş. kalmış telefonumda...Bu pekte güzel değil, ama tamda bu rakamda nasıl durdum merak ediyorum.


Bir insanın bana tahammül edebilmesi bazen 4 dakikadır, bazen 4 sene.


Son olarak hayatımı bir arkadaşına bakıp çıkmak için rahatsız eden insanla 4 senedir gerçek bir arkadaşlık içerisinde olduğumuzu düşünürdük.Tahammül süresi doldu.


İlkokulda bana aşık olduğunu düşünen çocukta 4 senenin sonunda benden cevap almadığı üzre usanmış, bıkmıştı.


O arkadaş bu çocuğa aşıktı.O arkadaş zayıftı çünkü, güçlü bir birliktelik olurdu bizimkisi, olsaydı tabi.Bunu kaldıramazdı.Onun yüzünden, onu kırdığım için hep beni suçlardı.Aptal.


Bunlar kötü olanlar tabi.


Bir de, hep üçe kadar sayılır ama tam üçte değil, 3 duyulduktan sonra harekete geçilir ki bu da 4 olur =)...


Saçmaladım gidiyorum.Sizde britney'in lucky'sini dinleyin...


Öperim.


123 . tıp.
....